‘Şah damarı tümörü kader değil, çıkarılmayacak şah damarı tümörü yok’
Şah damarı kanseri olan ve tedavisi mümkün değil denilen Mustafa Kemal Özyakan geliştirilen özel bir teknikle tümörden kurtuldu. Türk profesör Yusuf Kalko’nun geliştirdiği teknik şah damarı tümörleri için umut oldu. Tümörler yüz sinirleri ve ses tellerine yakın bölgede olduğu için ameliyatla tedavileri pek mümkün olmuyor. Ancak yeni geliştirilen bir teknikle bu tümörlerin lokal anestezi ile temizlenmesi ya da bu bölgeye bypass uygulanması imkanı doğdu. Tekniğin geliştiricisi İstinye Üniversitesi Hastanesinden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, konuyla ilgili bilgi verdi.
Prof. Dr. Yusuf Kalko, şah damarı tümörü kader değil, çıkarılmayacak şah damarı tümörü olmadığını söyleyerek, “Bu tümörlerin hepsi çıkarılabilir. Tabii ki riskleri olabilir. Bizim 55 vakalık seriden çıkardığımız sonuç; ölen hastamız yok, felç olan hastamız yok. Bunları lokal ve genel ameliyatla başarılı şekilde çıkarabiliyoruz” dedi.
”Şah damarı tümörü görüldüğü an çıkarılmalıdır”
Vücudumuz her organında ya da her damarında tümör olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Kalko, ”Şah damarı beyni besleyen damar. İkiye ayrıldığı bölgenin üzerinde özel reseptörler var, bu reseptörlerden kaynaklı tümör oluşuyor. Bunlar zamanla büyüyorlar ve genelde yüzde 90 iyi huylu tümörlerdir. Yüzde 10 ise maalesef kötü huylu olabiliyor. Sağa sola sıçrayabiliyor. Şah damarının etrafında beynimiz için önemli sinirler var. Dilimizi hareket ettirdiğimiz sinir, yüzümüzü hareket ettiren sinir, ses sağlayan sinir, beyin toplar damarları, nefes ve yemek borularımız var. Burada kitle büyüdüğü zaman basıyla birlikte hastanın konforu ve yaşantısı bozuluyor. Eğer zamanında bu kitleye doğru müdahale yapılmazsa kitle çok büyüyor ve hasta boğularak ölebiliyor. Felç olabiliyor, ses felci olabiliyor ya da yüzünde eğiklikler olabiliyor. Belli bir zaman sonrada bu faaliyetleri kaybedilebiliyor. O yüzden şah damarı tümörü görüldüğü an çıkarılmalıdır” dedi.
Şah damarı tümörünü genetik geçişli olduğunun bilindiğini ifade eden Prof. Dr. Kalko, ”55 vakada 4 tane ailesel yani abiden abiye, kız kardeşten kız kardeşe geçmiş olup tümörünü aldığım hastalar var. Şah damarı tümörleri çok büyürse bir kitle olarak görülebiliyor. Bazen tesadüfen saptanabiliniyor. Ses kısılıyor ve öksür oluyor. Doktor doktor geziliyor. Emar ya da ultrason sonrası şah damarı üzerinde kitle tespit ediliyor. Çok büyümediği sürece belirti vermeyeceği için, eğer ağabey ya da kız kardeşinizde tümör varsa lütfen bir ultrason yaptırın. Erkenden yakalamak çok önemli” diye konuştu.
”Çok tecrübeli bir yerde ameliyat olmazsanız başarısız olma olasılığı çok yüksek”
Şah damarı tümörler 3’e ayrıldığı bilgisini veren Prof. Dr. Kalko, ”Bunlar; Tip 1, Tip 2, Tip 3. Tip 1 en basiti. Şah damarında sadece kenarında yapışmadan duruyor. Bunlar küçük kitleler. Çok basit bir ameliyatla çıkarılabiliniyor. Tip 2 biraz daha ağır. Tam şah damarının ortasında. 180 derece şah damarını çevrelediği için bunu sıyırıp alabiliyorsunuz. Bunları sadece lokal anestezi ile yapabiliyoruz. Dünya’da ilk defa yaptık ve 15 vakalık serimiz var. Tip 3 ise maalesef damarı 360 derece çevreliyor. Yani damar tamamen tümörün içerisinde. Bu damar beyne giden ana damar. Çok fazla bir mesafeniz yok. Çok tecrübeli bir yerde ameliyat olmazsanız başarısız olma olasılığı çok yüksek. Bizim çok ciddi tecrübemiz var. Bu bölgede 7 bin vakalık şah damarı ameliyatları yapma tecrübemiz var. Türkiye genelinde 55 vakalık ciddi seyrimiz var. Bunun 15 tanesini sadece lokal anestezi ile taptık. Bu çok önemli. Lokal anestezinin avantajları; hastanın sinirlerini işaretleyebiliyorsunuz. Şah damarını iptal edebilirsiniz; bazen bypass’a uygun olmuyor. Hastanın şuurunu görmek imkanınız var. Hastanın şuuru bozulacak mı? Bozulmayacak mı? Test ediyorsunuz. Eğer hastanın şuuru bozulmuyorsa çok güvenli şekilde o hastanın şah damarını iptal edebilirsiniz. Yinede ideal olan lütfen bypass’ı zorlayın. Bölgeden tümörü çıkartıp orya bypass yapmak ameliyatı 10 dakika uzatıyor” şeklinde konuştu.
Şah damarı tümörün tekrarlama riskini değerlendiren Prof. Dr. Kalko, ”Takip edilip patoloji raporu beklenecek. Patolojide kötü ya da iyi huylu olduğu kabaca belli oluyor. Eğer kötü huylu ise zaten, bu hastalar ped ile takip ediliyor. Onkoloji tarafından takip edilecek. Hastalar bize kemoterapi almış yada radyo terapi almış şeklide geliyor. Maalesef şah damarı tümörü ikisine de dirençli. Çok faydalı değil. Buradaki amaç kitleyi küçülmek. Biz, ameliyatla kitlenin tamamını çıkarıyoruz” dedi.
”Dünyada ilk defa sadece lokal anestezi ile şah damarı tümörünü biz çıkardık”
Şah damarı tümörlerinin belirtileri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Kalko, ”Başta zonklama, ensede ağrı, ses kısıklığı, boyunda şişlik ya da bir kitle, yüzde eğilmeler, felç atağı geçirme, baş ağrısı dengesiz ve kontrolsüz tansiyon gibi belirtiler. Dünyada ilk defa sadece lokal anestezi ile şar damarı tümörünü biz çıkardık. 15 vakalık serimiz var. Bunun daha da artması gerekiyor. Türkiye 80 milyon nüfusa sahip. İlla ki bu insanlar var. Bu insanların çoğuna bu ameliyat şansı verilmemiş. Hekim ve merkez tecrübeli değilse bu ameliyatlar yapılmamalı” ifadelerini kullandı.
”Ameliyat için daha önceki üniversitedeki doktor 300 bin dolar para istedi”
Şah damarı tümörü ameliyatı olan 37 yaşındaki Mustafa Kemal Özyakan, ”İlk önce kulağım duymuyor diye doktora gittim, filmler sonucunda şah damarımda tümör olduğu ortaya çıktı. Daha sonra birkaç tane üniversite gezdim. En son İstanbul’da bir üniversiteye geldim. Orada bu ameliyatı oldum, ama anlamadılar. Bizimle 1,5 sene oyun oynadılar. Araştırırken tekrar 1,5 sene oyalandık. Prof. Dr. Yusuf Kalko’yu bulduk. Hocamızdan Allah razı olsun. Komple tümörü temizlediler. Ameliyat için daha önceki üniversitedeki doktor 300 bin dolar para istedi. ‘Seni Amerika’ya götürüp tedavi ettireceğim’ dedi. Güvenemedik. Yusuf hocaya ameliyat olduk. Şuan hiçbir sorunum yok. Çok riskli bir ameliyat. Sol tarafımda şah damarım yok, komple kesip aldılar. Hayatıma devam ediyorum. Şuan sağlık durumum çok iyi”ifadelerinde bulundu.