Dekorasyonun sihirli elemanı aydınlatma…

Yüksek Mimar Bahar Doğu, dekorasyonda aydınlatmanın önemini anlatıyor.

Aydınlatma dekorasyonun mekâna ruh katan en önemli elemanlarından biridir. Aynı mekânı farklı aydınlatmalarla çok farklı algılayabilirsiniz.

Önce özellikle aydınlığın çok olması güzel ve sağlıklı sonuçlar vermez. Fazla ve sert ışıklandırma gözlerimizin çok yorulmasına neden olan bir seçim olur.

Biz medeniyetle beraber, iç mekan aydınlatmalarının da yardımıyla yaşama saatlerimizi uzatmışsak da vücudumuz güneş battıktan sonra karanlığa ihtiyaç duyduğu saatlere geçer… Biz evlerimizde uykuya geçinceye kadarki zaman diliminde mekan aydınlatmamızı mümkün olduğunca yumuşak tutmalıyız. Vücudun biyolojik saatini dikkate alan bu seçim, sağlığımıza ve huzurumuza olumlu etki edecektir. Her mekânı fonksiyonuna uygun biçimde aydınlatmayı düşünürsek evimizin ışığı ve onun yaydığı hava daha memnun edici bir hale bürünecektir.

Aydınlatmada nelere dikkat etmeli?
Ev içindeki aydınlatmada indirekt aydınlatmayı tercih etmeliyiz: Yani hiçbir zaman ışık merkezi direkt olarak gözümüze gelmemeli.

Tavanlardaki alçı oyunlarıyla yapılan gizli ışıklıklar kullanmak,

Işık merkezi saklanarak yansımayla gözümüze ulaşması

Abajur gibi, ışık merkezinden çıkan ışığın bir materyalle göze gelmesinin engellenmesi

Günışığı ampul veya ledlerini kullanmak

Çalışma, okuma mutfak gibi detaylı görmemiz gereken mekanlardaki aydınlatmayı ayrı planlamak

Banyolarda ve tuvalet masalarında aynadan görünmeyi sağlayacak özel aydınlatma düşünmek gibi hususlar ev içi aydınlatmada bize yardımcı olacak konu başlıklarıdır.

Hangi odayı nasıl aydınlatalım?

Aydınlatmayı planlarken kendinize sorun: “Ben bu odada ne yapıyorum; o halde nereyi kuvvetli aydınlatmalıyım?”

Giriş
Dışarıdan geleni karşılayacağım. Normal bir aydınlık miktarı ve her tarafı eşit aydınlatacak bir sistem yeterli.
Salon
Yemek kısmında yemek masası üstünde mutlaka bir ışığa ihtiyaç var. Bu ışık mümkün olduğu kadar masaya doğru sarkıtılmalı ve ışığın gücü tavana değil masa üstüne aydınlık sağlamalı. Tabii bu sarkma işlemi masada oturanların birbirini görmelerini engelleyecek şekilde olmamalı.

Şimdi burada genellikle çok yapılan bir yanlış kullanıma dikkatinizi çekmek istiyorum. Salonlarda tepeden aydınlatma doğru ve estetik değildir. Salonun ortasında hem de tavana yaklaşık bir avize nereyi aydınlatacağını bilemeyen bir ışık kaynağıdır. Her tarafı aydınlatması gerekir. Bu yüzden de çok güçlü ampullerle donatılır ve gözle bakılınca neredeyse gözleri kamaştıran bir top olur.

Salon aydınlatılmaları birkaç yerden, çeşitli yüksekliklerde, ışığın tavana veya yere doğru yansıtıldığı elemanlarla sağlanmalıdır. Mekânda TV varsa onun tam arkasından gelen bir aydınlatma sağlanarak göz için seyretmeye en uygun ışık oluşturulabilir. Bu farklı yön ve yükseklikler salonunuzda aydınlık köşeler oluşturacaktır ki bu da salona sıcak ve samimi bir hava verecektir.

Yatak odası
Soyunma dolaplarımı kullanacağım ve uyuyacağım, belki kitap da okurum. Dolapların önünde biraz yüksek ışığa ihtiyaç var. Giyinirken renkleri ve giysileri daha detaylı gösterecek bu ışık. Başucunda okumak veya yatarken en son söndürmek için abajur olabilir. Ama salonda olduğu gibi tavana konmuş ve dolapları görebilmek için kuvvetli bir ışık kaynağı haline getirilmiş bir avize yatak odasını hem uykuya hazırlık görevinden hem de romantizminden uzaklaştırır. Işıl ışıl yanan bir yatak odası insanı rahatlatmak yerine hazır ola geçirir sadece.
Çalışma odası veya çalışma bölümü

Masanın üstü okuyacak ve yazabilecek kadar aydınlık olmalı. Bilgisayarlarla çalışılıyorsa ekranın arkasından bir aydınlatmayla masanın ışıklandırması takviye edilmeli . Diğer yerler hafif loş kalabilir. Gözler yorulduğunda hafif bir müzik eşliğinde dinlenilecek bir mekan yaratılmış olur. Burada yaratıcı yönümüzü de kullanmalı ve kendimize yarattığımız özel mekanlarımızın keyfini çıkarmalıyız.

Y. Mimar Bahar Doğu