Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Yakında milletimize müjdelerimiz olacak’
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Yakında milletimize müjdelerimiz olacak’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bazı ülkeler milli güvenliklerine tehdit olarak gördükleri teröristleri her nerede olursa olsun bulup ortadan kaldırıyorlar. Öyleyse Türkiye’nin de aynı hakka sahip olduğunu kabul ediyorlar demektir. Buna ellerini sıktıkları, övgüler dizdikleri teröristler de dahildir. İnşallah yakında bu konuda milletimize müjdelerimiz olacaktır” dedi.
AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkelerinde terör örgütlerini himaye eden Avrupa ülkelerine seslenerek, “Yanlış yapıyorsunuz, bugün kendi ellerinizle beslediğiniz terör yılanı eninde sonunda dönüp sizi de ısıracaktır” diye konuştu.
Türkiye’nin sadece 81 vilayetten ve 82 milyona ulaşmış vatandaşlarından ibaret olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte bizi kendi içimize hapsederek ve kavga ettirerek hem medeniyet hem tarih misyonumuzdan uzak tuttular. AK Parti’nin Türkiye’ye belki de en büyük hizmeti işte bu kısır döngüyü kırmış olmasıdır. Milletimizi yeniden kadem geçmişi ile buluşturmayı ve büyük hedeflere sahip bir vizyon kazandırmayı biz başardık. Artık hiç kimse Türkiye deyince Edirne ile Kars, Sinop ile Hatay arasında bir coğrafyayı anlamıyor. Bu sadece devletimizin resmi sınırıdır.
Gönüllerimizin sınırları ise neredeyse tüm dünyayı kucaklayacak genişliğe sahiptir. Ecdadımızın asırlar boyunca 3 kıta, 7 iklimi yönettiği Topkapı Sarayı’nın Bab-ı Hümayun Kapısı’nın yanı başında ‘bütün mazlumlar ona sığınır’ yazıyor. Kime sığınır? Osmanlı’ya. Kapısı çalınacak olan yer işte Topkapı. Bu söz medeniyetimizin ve tarihimizin insana, dünyaya, hayata bakışının en sarih ifadesidir. Yeni Zelenda’da cami basıp katliam yapıp alçağın silahına kazıdığı sembollere baktığımızda ise tam tersi bir zihniyet karşımıza çıkıyor. Bu anlayışın yücelttiği isimlerin neredeyse tamamı dönemlerinin katilleri olduğu halde zalimler tarafından sembolleştirilmiş kişilerdir. Halbuki bizim ecdadımız asırlarca idaresi ve nüfusu altında kalan on milyonlarca kilometrekarelik coğrafyayı ‘bütün mazlumlar ona sığınır’ anlayışı ile yönetmiştir.
İspanya’daki Yahudilerden Rusya’daki muhaliflere, Kafkasya’ya ve Balkanlar’daki masumlardan Afrika’daki gariplere kadar herkes başı dara düştüğünde buraya sığınmıştır. Senegal, Gora Adası, oradan on binlerce köle ayaklarında, boyunlarında zincirlerle Amerika’ya kadırgalarla taşınmışlardır. Bunun hesabını Amerika tarihe nasıl verecek. Asıl sorumlu olan bunlardır. Böyle bir hesap verildi mi? Ben o adadaki hücreleri gördüğümde ‘insanlık bunu da yaşamış’ dedik. İstiklal Harbimizi verirken bu coğrafyanın tamamından maddi ve manevi destek aldık. Bugün Osmanlı coğrafyasının neresine giderseniz gidin Türk dendiğinde insanların gözlerinde bir sevgi, saygı, muhabbet ışıltısı görürsünüz. Hatta bu coğrafyaların elimizden çıktığı dönemlerde milletimize husumet besleyenler dahi şimdi bizi muhabbet dolu bir şekilde karşılıyor. Bu büyük coğrafyada Türk bir kavmin değil, bir medeniyetin adıdır. Bunun için her fırsatta Türkiye, Türk milleti diyoruz. Biz de bugün bu büyük medeniyeti yeniden ayağa kaldırmanın, yeniden dünyada özlemle beklenen hale getirmenin çabası içindeyiz” diye konuştu.
“Terör örgütü yandaşları bu saldırılarını Avrupa devletlerinin siyasi ve fiili himayesinde gerçekleştiriyor”
“Barış Pınarı Harekatı’nda bir kez daha gördük ki karşımızdakiler bir asır önce, iki asır önce ne hissediyorsa onu hissediyor, ne yapıyorlarsa onu yapıyorlar. Görünüşte ne kadar medeni, ne kadar zengin, ne kadar gelişmiş olurlarsa olsun içlerindeki kini, nefreti, ilkelliği her fırsatta ortaya koyuyorlar. Değişen bir şey yok” açıklamasında bulunan Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı başladığından beri yurt dışında, bilhassa Avrupa’da terör örgütü mensupları tarafından Türkiye aleyhine 700’e yakın eylem gerçekleştirildiğini kaydetti. Erdoğan, “Bunların çoğu NATO’da bizimle beraberler, bunların çoğu AB’de bizim muhatabımız. Bütün bunlara rağmen bu eylemler bunların ülkelerinde, bunların polislerinin nezaretinde düzenleniyor. Bu eylemlerde 79’u doğrudan bayrağımıza, misyonlarımıza, camilerimize, derneklerimize veya vatandaşlarımıza yönelik şiddet içeriyor. Gerçekleştirilen saldırılarda 36 insanımız yaralandı. Bu saldırılarda ülkemize veya vatandaşlarımıza ait pek çok bina, araç, iş yeri zarar gördü. Üstelik terör örgütü yandaşları bu saldırılarını Avrupa devletlerinin siyasi ve fiili himayesinde gerçekleştiriyor.
Terör örgütü yandaşları vatandaşlarımızı hedef alırken o ülkelerin emniyet güçleri masumları korumak yerine ellerini kollarını tutarak karşı tarafın daha rahatça hareket etmesini sağlıyor. Türkiye lehine en küçük bir söze ve davranışa izin vermeyenler kendi ülkelerinde terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’nın sembollerinin sokaklarında dolaştırılması için her türlü kolaylığı gösteriyor. Buradan bir kez daha Avrupa başta olmak üzere terör örgütlerini destekleyen ülkelere sesleniyorum, yanlış yapıyorsunuz, bugün kendi ellerinizle beslediğiniz terör yılanı eninde sonunda dönüp sizi de ısıracaktır. Sokaklarınızda bombalar patlamaya, teröristlerin silahları ölüm kusmaya, vandallar etrafı yakıp yıkmaya başladığında yaptığınız yanlışı anlayacaksınız. Sarı yelekliler var ya, sadece bir ülkede olmayacak, bütününde olacak. Zira alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. Gelin yol yakınken bu yanlıştan dönün. Sırf bir beladan kurtulmak için ülkenizden içi silah dolu çanta ile uçağa binip ayrılan teröristlere dahi yıllarca göz yumduğunuzu biz biliyoruz. Size isimlerini bildirdiğimiz teröristler konusunda hiçbir işlem yürütmediğinizi de biliyoruz.
Şimdi de kendi vatandaşınız olan teröristleri teslim almamak için kıvrandığınızı da biliyorsunuz. DEAŞ’ta sizin teröristleriniz var. ‘Hadi alın’ diyoruz kaçıyorsunuz, almıyorsunuz. Bu teröristleri siz yetiştirdiniz, niye almıyorsunuz? Alamazlar, niye? Bu biraz da karakter meselesi. Öyle yaparak kendi geleceklerini tehlikeye atıyorlar. Biz Türkiye olarak her türlü terörün ve teröristin üstesinden Allah’ın izni ile geliriz. İçeride de dışarıda da. Çünkü biz yaşadığımız coğrafyada bin yıldır kesintisiz bir mücadele içindeyiz. Ama bunlar bunu başaramaz. Bunlarda bunu yapacak yürek de yok, tecrübe de yok, irade de yok.
Bunlar sadece sömürmeyi bilir. Siz sadece sivilleri acımasızca katletmeyi bilirsiniz, siz sadece çıkarınız için herkesi ve her şeyi kullanmayı bilirsiniz. Bugüne kadar Suriye’ye, Irak’a, Kuzey Afrika’ya hapsettiğiniz insanlığınız, o terör balonları bir gün mutlaka patlayacak. İşte o zaman buradan saçılan pislikler her tarafınıza şiddet olarak, kan olarak, kaos olarak bulaşacak. Ülkelerinizde himaye ettiğiniz, destek verdiğiniz, temsilcilerini en üst düzeyde ağırladığınız o teröristlerin elinde nice masumların kanı var. Onları kucaklayarak siz de aynı insanlık suçuna ortak oluyorsunuz. Bazı ülkeler milli güvenliklerine tehdit olarak gördükleri teröristleri her nerede olursa olsun bulup ortadan kaldırıyorlar. Öyleyse Türkiye’nin de aynı hakka sahip olduğunu kabul ediyorlar demektir. Buna ellerini sıktıkları, övgüler dizdikleri teröristler de dahildir. İnşallah yakında bu konuda milletimize müjdelerimiz olacaktır.
Biz her fırsatta ikaz görevimizi yaparak, bununla yetinmeyip gerektiğinde istihbarat da vererek vicdani ve ahlaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Diğer ülkelerden tek beklentimiz teröriste terörist gibi, masuma masum gibi, haklıya haklı gibi, haksıza haksız gibi davranmalarıdır.
Bu denge bozulduğunda mazlumun ahı göğe yükselir ve o ah dağları devirir. Biz mazlumun bedduasının arada hiçbir perde olmadan doğrudan Rabbine ulaştığını biliyoruz. İşte o zaman ilahi adaletin tecellisi de kaçınılmaz hale gelir. Yurt dışında bulunan tüm vatandaşlarımıza diyorum ki, Türkiye tüm gücü ve imkanları ile daima yanınızdadır. Vatandaşlarımızın uğradıkları saldırılar ve haksızlıklar konusunda gereken her türlü girişimde bulunacak, mutlaka hesap soracağız. Yurt dışındaki kardeşlerimizin siyaset, STK faaliyeti ve ekonomik güç yoluyla yaşadıkları ülkelerin karar alma mekanizmalarında etkin hale gelmeleri çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Derya Yetim – İlker Turak – Hülya Keklik – Ömer Çetin
.