Teknoloji ve iş yaşamını şekillendirecek akım!

2014’te de Bring Your Own Device akımı teknoloji ve iş yaşamını şekillendirecek eğilimlerden biri olacak

Mobil teknolojilerin yükselişiyle çalışanlar artık diledikleri bilgiye her an her yerden ulaşabiliyor. Bu sayede yeni çalışma modelleri oluşuyor, bu modeller çalışanlara işyeri ve çalışma zamanı seçiminde daha fazla seçenekler sunuyor. Aynı zamanda bu prensip işletmelerde orta vadede bilgi işlem giderlerini düşürüyor, bakım masraflarını azaltıyor. 
 
Citrix’in 2013 yılı içerisinde yaptırdığı bir araştırmaya gore; kendilerine soru yöneltilen firma yetkilileri 2020 yılı itibariyle dünya genelinde 10 çalışan başına 6 ila 7 çalışma masasının düşmesini bekliyor. Geri kalanlar ise mobil olarak dışarıdan veya evden çalışacaklar. Yani; çalışmak giderek daha az oranda fiziksel büro ile özdeşleşen bir kavram artık. 
 
Bu noktada, kişisel mobil cihazların firmanın altyapısına entegrasyonu şirketlerin 2014 teknoloji gündemlerinde en üst sıralarda yer alıyor. İşletmeler, bu konuda esnekliği arttırmaya ve işletme giderlerini azaltırken güvenliği üst düzeye çıkarmayı planlıyorlar. 
 
Çalışanlar da işverenden mobil erişim imkanı bekliyor
 
Tüm bu gelişmelerden BT dünyası da yoğun şekilde etkileniyor. Mobiliteyle birlikte meslek hayatı ile özel yaşam arasındaki sınır giderek bulanıklaşıyor. Bugünün ve yarının çalışanları artık tamamen dijital bir dünyanın içerisindeler. “Digital natives” yani “dijital ortamın yerlileri” adı verilen bu çalışanlar işverenden kendilerine tüm modern iletişim kanallarına mobil erişim imkânı sağlayan bir bilgi işlem donanımı bekliyorlar. Bu sayede genç yeteneklere erişme yarışında öne geçmek isteyen firmalar önemli bir rekabet avantajı yakalıyor.  
 
Sanal masaüstü ile güvenlik riski azalıyor  
 
Çok farklı mobil cihazları firmanın kendi ağ yapılarına bağlamak için giderek daha fazla sayıda firma görselleştirme projeleri ile birlikte Bring Your Own Device prensibini kullanıyor. Masaüstü sanallaştırması her çalışana her yerden alışılmış masaüstüne erişim imkanı sağlıyor. Sanal masaüstü sayesinde Windows işletim sistemi tamamen nihai cihazdan bağımsız hale geliyor. Yani mobil cihazlar artık büyük bir güvenlik riski oluşturmuyor. Cihaz ve veri arasındaki kesin çizgi, en üst düzey güvenlik standartlarına sorunsuz biçimde uyma imkânı veriyor. 
 
Bu gelişmeler paralelinde masaüstü sanallaştırmasına yönelik talep de sürekli olarak artıyor. Güncel talepler ve müşterilerimizin tepkileri doğrultusunda 2014’te de bu konuya gösterilen ilginin artacağı düşünülüyor. Şu ana kadar özellikle orta boy işletmeler ile daha büyük holdinglerde masaüstü sanallaştırmasına yönelik talep oldukça güçlü.
 
Esas olan yapıp yapmayacakları değil, nasıl yapacakları
 
Bu noktada ortada duran bir diğer soru da; işletmelerin gelecekte Cloud, DaaS, SaaS ve IaaS gibi sorunlarla uğraşıp uğraşmayacakları değil, bunu nasıl yapacakları. Masaüstüne veya geleceğin alt yapısına dönüşüm ile ilgili koşullar bugünden sağlanıyor. 
Şu kesin: Klasik masaüstü giderek önemini kaybeden bir modele dönüşüyor, sanal masaüstü ve sanallaştırma her düzeydeki işletme için bir rekabet avantajına dönüşüyor.