Londra Moda Haftası’ndan notlar

Fenomen blogger Billur Saatçi, geçen hafta gerçekleştirilen Londra Moda Haftası’nı gezdi ve yazdı.

Defile alanı

19-23 Şubat tarihlerinde 63’üncüsü düzenlenen Londra Moda Haftası’na bu yıl Brewer Street Otoparkı ev sahipliği yaptı. 80’in üstünde tasarımcı ve markanın katıldığı etkinlikte defile alanı, tasarımcı showroomları ve basına ayrılan bölümler arasında gidip gelirken bir otoparkın içinde olduğunuzu unutuveriyorsunuz. Taa ki defile alanına giderken, bir kaç rampa tırmanana kadar…

Sokak modası

En az podyumlar kadar renkli sokak modası, şu şehrin alameti farikası… Tasarımcıların podyumda ayrı, sokakta ayrı bir defile yaptığını söyleyebilirim. Defilesine katıldıkları tasarımcılardan giyinip gelen ünlü isimlere ek olarak, sokak stilinin ikonları da defile öncesi kıyafetleriyle podyumu bir nevi sokağa taşımıştı. Bu görsel şov, sosyal medyayla anında tüm dünyaya hızla yayıldığından, markaların görünürlüğü açısından başarılı bir strateji. Tabii sokak fotoğrafçılarının kadrajına takılanlar bunlardan ibaret değil. Farklı renkleri bir arada kullanmaktan kaçınmayan özgün stiller, fotoğrafçıların da en iyi kareyi yakalama yarışına destek veriyor. Şehirde moda haftası varken mağazalar da başka hareketli tabii…

Londra Moda Haftası’nın sponsoru Sunglass Hut’ın Oxford Street’teki mağazasına gittiğimde etkilendim. Takip ettiğim markaların binlerce modelini görmek büyük zevkti.

Burberry

“Londra Moda Haftası” deyince herkesin aklına ilk gelen defile Burberry oluyor. Sonbahar-kış koleksiyonuyla Christopher Bailey ünlü isimler ve top modeller tarafından yine ayakta alkışlandı. 70’lerin glam rock tarzını fazlasıyla hissettiğimiz, trençkot ve paltolarda askeri detayların ön plana çıktığı koleksiyonda göze çarpan bir ayrıntı da bol bol patchwork kullanılmasıydı. Yılan derisi; çanta, ayakkabı ve kemer gibi aksesuvarlar dışında kıyafetlerin ayrıntılarında dikkat çekiyordu.

Naomi Campbell, Rosie Huntington- Whiteley, Mario Testino, Olivia Palermo, Alexa Chung gibi isimleri ön sırada ağırlayan Burberry’nin en çarpıcı yeniliğiyse, moda dünyasında yavaş yavaş trend olmaya başlayan; ‘show now, wear now’ (şimdi göster ve şimdi giyin) stratejisi oldu. Defileden 6 ay sonra mağazalarda satılan koleksiyon hiç beklemeden Regent Street’teki Burberry’de satışa sunuldu. Moda devlerinin büyük çoğunluğu, ürüne anında ulaşmanın lüksün DNA’sına aykırı olduğunu savunsa da Burberry’nin buna kulak asmadığını görmek şaşırtıcı. Tüm defile boyunca solo performans gösteren Jake Bugg ise Burberry defilesinin yine kendine hayran bırakan başka bir sürpriziydi. Kalın askılı, renkli desenli omuz çantası ve yine kalın, alçak topuklu ayakkabılarıyla Burberry her zamankinden daha punk bir koleksiyon sundu.

Julie Ver Hoeven

Louis Vuitton, Mulberry, Versace’ye yaptığı illüstrasyon ve tasarımlarla da tanınan Julie Ver Hoeven, moda haftasına için tasarladığı gözlük kılıflarına, kişiye özel dokunuşlar katarak, ilk günün sürpriz konuğu oldu.

Ashish

Londra Moda Haftası’nın kuşkusuz en renkli defilesine imza atan Ashish Gupt’tu. 70’lerin disko saçlı, boncuk, payet, kristal detaylarla tepeden tırnağa aynı renk giyinen modeller podyumda gökkuşağı etkisi yarattı. İlhamını boya kalemlerinden aldığını söyleyen Ashish, podyumu rengârenk bir partiye dönüştürdü.

Holly Fulton

Londra’da ilk kez koleksiyonu yakından görüp keşfetme şansı bulduğum genç tasarımcılardan biri de Holly Fulton. 2009’dan bu yana koleksiyonlarıyla birçok ödül kazanan genç tasarımcı, bu sezon ilhamını İngiliz ressam David Inshaw’dan almış. Koleksiyonunda geometrik ve çiçek desenlerini bir arada sunduğu kontrastlar göze çarpıyor. İşlemeli tulumlar, geniş kollar, fırfırlı bluzlarla bir yandan yumuşak hatlar sunarken kargo etekler ve parkalar ise militer bir etki çiziyor. Christian Louboutin ile 2’nci kez işbirliği yapan Fulton’un, koleksiyondaki militer etkiyi Loubotin ayakkabılarla daha kadınsı bir dokunuşla dengeliyor.

David Koma

Jennifer Lawrence, Penelope Cruz, Beyoncé gibi ünlü bir hayran kitlesine sahip David Koma’yı bu defilesinde ünlü Rus model Lena Perminova da en ön sıradan izledi. Net ve keskin geometrik kesimleri, metal aksesuarlarla güçlendiren Koma’nın grafik ve mimari tarzı yine tüm koleksiyona yansıdı.