DEHB’liler için beslenme rehberi
14-20 Ekim, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Farkındalık Haftası olarak tanımlanmış. DEHB, tıbbi literatürde dikkati sürdürmede güçlük olarak tanımlanıyor
14-20 Ekim, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Farkındalık Haftası olarak tanımlanmış. DEHB, tıbbi literatürde dikkati sürdürmede güçlük olarak tanımlanıyor
14-20 Ekim Dünya’da Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Farkındalık Haftası olarak tanımlanmış. DEHB, tıbbi literatürde dikkatini sürdürmede güçlük, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileriyle karakterize nörogelişimsel bir bozukluk olduğu şeklinde açıklanıyor. Eskiden, yerinde duramayan, yaramaz gibi nitelemelerin bir bozukluk olarak yeniden isimlenmesi belki de.
DEHB’nin ne olduğu ve neden ortaya çıktığı konusunda görüş farklılıkları mevcut. Kimilerine göre bu genetik sebeplerden ortaya çıkan bir rahatsızlık, kimilerine göre de yaşam tarzımızdan, yediğimiz yemeklerden, doğadan uzak yaşayışımızdan kaynaklanan asıl sıkıntıya çocuk bünyesinin verdiği bir tepki. Sebebi ya da bu duruma yaklaşım ne olursa olsun yadsınamayacak olan bir hakikat var ki bu da gün geçtikçe daha çok çocuğa DEHB teşhisi konuluyor ve bu çocuklar tedavi edilmeye çalışılıyorlar.
DSM-IV’e göre DEHB özellikleri
Bir davranış ya da tutumu psikiyatrik hastalık olarak nitelemekte rehber olarak kullanılan kaynak olan DSM-IV’ün DEHB için belirlediği kriterler şunlar:
Detaylara dikkat etmekte zorluk çeker veya dikkatsizce hatalar yapar.
Oyun aktivitelerine veya kendisine verilen görevlere dikkatini vermekte güçlük çeker
Onunla konuşurken dinlermiş gibi görünmez.
Talimatları sırası ile izlemekte güçlük çeker ve uğraştığı şeyi bitiremez.
Görev ve faaliyetlerini düzenlemekte güçlük çeker.
Fazla miktarda zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınır (Okul ödevi, ev ödevi vs).
Katılacağı faaliyetler için gerekli şeyleri (malzemeleri) kaybeder.
Etrafta olan diğer şeylerden dikkati kolayca dağılır.
Günlük faaliyetlerde unutkandır.
Elleri ayakları kıpır kıpırdır veya oturduğu yerde kımıldanıp durur.
Sakince oturması istendiğinde, bunu sürdürmekte güçlük çeker.
Öyle yapmaması istendiğinde etrafta koşuşturmaya veya çevresindeki şeylere tırmanmaya devam eder.
Sessizce oynamakta güçlük çeker.
Sürekli “hareket” halinde veya “motor takılmış” gibidir.
Aşırı derecede konuşur.
Sorular daha tamamlanmadan yanıtını yapıştırır.
Grup faaliyetlerinde sırasını beklemekte güçlük çeker.
Kişilerin konuşmalarını böler veya diğer çocukların faaliyetlerine müdahale eder.
Hata çocuklarda mı yaşayışımızda mı?
Tanıdığım çocuk ya da büyük birçok insanda olan özellikler bunlar. Bu konuyu öğrenip araştırdıkça, kavramın bizim çocukluğumuzda olmamasına şükrediyor, bir yandan da zamane çocuklarına üzülü- yorum. Koşturup oynayacak yeterince yerleri, fırsatları olmayan, temiz hava, temiz su, temiz gıda gibi temel ihtiyaçlara kolaylıkla erişemeyen, günlerini okullarda, kurslarda ya da evde bakıcılarla geçiren çocukların, sanki bütün yaşantı doğruymuş da yanlış olan onlarmış gibi ilaçla tedavi edilmeye çalışılması gerçekten hayret verici.
Doğadaki Son Çocuk kitabının yazarı Richard Louv “Çocukların kapalı mekânlarda gittikçe daha uzun zaman geçirmesi ve mecbur kaldıkları hareketsiz yaşam biçimi zihinsel sağlık sorunlarına yol açıyor” diyerek bu konuya farklı bir yerden bakmayı öneren araştırmacılardan biri. Doğru Yiyecek Sağlıklı Çocuk kitabının yazarı Kelly Dorfmann ise işlenmiş gıda, özellikle de şeker ve türevlerinin tüketiminin DEHB gibi davranış bozukluklarına yol açtığı konusunda birçok ispat sunuyor.
Beslenmeyi düzenlemek
İz Koçluk Kurucusu, Eğitim, Öğrenci ve DEHB Koçu Elgiz Henden’e DEHB’lilerin beslenmesi nasıl olmalı diye sorduğumda şu ipuçlarını verdi:
Beyin için iyi olan, nörotransmitter üretimini destekleyen besinler yararlı sayılıyor. Fasulye, yağsız peynir, yumurta, et ve fındık gibi yüksek proteinli besinler bunlardan sayılabilir.
Kompleks karbonhidratlar içeren sebzelerle portakal, mandalina, armut, greyfurt, elma ve kivi gibi meyvelerin bol miktarda tüketilmesi de tavsiye ediliyor.
Ton balığı, somon, ceviz ve zeytin gibi Omega 3 açısından zengin besinlerin faydalı olduğunu gösteren araştırmalar var.
DEHB’liler açısından olumsuz sonuç veren gıdalar
Beyaz şeker, bal, unlu gıdalar, şekerlemeler, pirinç ve patates gibi basit karbonhidratlardan, kahve, kola gibi kafein içeren içeceklerden, yapay renklendiricili gıdalar ile aspartam gibi katkı maddeleri olan ürünlerden, MSG (monosodyumglutamat), sodyumbenzoat ve nitrat içeren ürünlerden de uzak durulması gerektiği belirtiliyor.
Yazan: Damla Çeliktaban