AK Parti MYK ardından Ömer Çelik’ten kritik açıklamalar
AK Parti MYK ardından Ömer Çelik’ten kritik açıklamalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan MYK toplantısı sonrasında açıklama yapan Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul seçimlerine ilişkin, “İstanbul halkına hayırlı olsun. Milli irade berrak bir şekilde tecelli etmiştir. Milli irade bütün siyasilerin saygı duyması gereken bir husustur. Sonucu saygı ile karşılıyoruz” diye konuştu.
Çelik, seçim sonuçlarına ilişkin parti kurullarında değerlendirmelerin yapılacağını söyledi. Çelik, Devlet Bahçeli ve MHP teşkilatlarına da seçim çalışmalarından ötürü teşekkür etti. Çelik ayrıca, YSK’nın seçim sürecini başarıyla yönettiğinin altını çizdi. “AK Parti olarak bundan sonraki yol haritamız bellidir” diyen Çelik, vatandaşların hayat kalitesini artıracak hizmetler için çalışmaların sürdürüleceğini belirtti.
“Bu kara propaganda odakları bir kere daha cevaplarını almışlardır”
Seçimlerin yenilenmesi kararı sonrasında yurt dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı kara propaganda başlatıldığını belirten Çelik, “Maalesef birileri bunların sözlerini alıp iç politikaya tercüme etti. Ama görüldü ki 25 yıllık bir yerel yönetim iktidarı devredilirken, seçim sürecinde çok sert tartışmalar yaşanırken bile demokratik olgunluk gösterilmiştir, bu demokratik kültüre liderlik eden de Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu tavır olmuştur. Bu kara propaganda odakları bir kere daha cevaplarını almışlardır” şeklinde konuştu.
Her seçim döneminde bir kutuplaşmadan bahsedildiğini belirten Çelik, “Aziz milletimiz bu provokasyonlara kulak asmasın. 31 Mart seçim sonuçları açıklandığında Cumhur İttifakı olarak açık bir galibiyetle çıktığımızda da aynı olgunluğu gösterdik, yenilenen seçim sonuçları açıklandığında da aynı olgunluğu gösterdik. Türkiye’nin demokrasisi yolundan sapmayacak bir demokrasidir. Sandık her daim Türk demokrasisinin pusulası olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“Rusya’ya bu konudaki açık tutumumuzu iletiyoruz”
Suriye’de rejimin ateşkes ihlallerine dikkat çeken Ömer Çelik, ”Rejimin bir takım saldırıları oluyor, istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri oluyor. Rusya’ya bu konudaki açık tutumumuzu iletiyoruz. Suriye’deki bu insani felaketin altını çiziyoruz. Bunun karşısında herkesi rejimin ihlallerine karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.
“Raporun tamamına katılıyoruz”
Kaşıkçı cinayeti ile ilgili BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörünün raporuna ilişkin konuşan Çelik, “Bu rapor. mukayese imkanı vardır, Cumhurbaşkanımızın daha olay olduğu ilk andan itibaren ortaya koyduğu iradenin tescili anlamına gelir. Raporun tamamına katılıyoruz. Bulunduğu tavsiyelerin tamamını destekliyoruz. Daha öncesinde Türkiye’yi suçlayanlar, bunların içinde CHP Genel Başkanı hükümetimizi suçlayarak, ‘katiller para karşılığında serbest bırakıldı’ gibi vahim bir ifade kullanmıştı, rapora baktığınızda Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilgili tüm kurumlarının cinayetin ilk gününden itibaren titizlikle soruşturma yürüttüğü ifadeleri yer almaktadır. Kılıçdaroğlu’nun bu süreci yürüten herkesten, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, özür dilemesi gerekmektedir” dedi. Çelik, yargılamanın da İstanbul’da yapılması gerekliliğini yineledi.
“Yunanistan Başbakanını uyarıyoruz”
Yunanistan Başbakanı Çipras’ın bu yaptığı açıklamalarını değerlendiren Çelik, “Yunanistan Başbakanı maalesef son derece yanlış bir tutum içinde. Bugünkü cevabında ‘uluslararası hukuka dayanarak konuşuyoruz’ diyor. Uluslararası hukuk açısından bakıldığında Türkiye’nin haklı olduğu, Yunanistan ve Rum Kesimi’nin haksız olduğu açıktır. Yunanistan Başbakanını uyarıyoruz, ‘Türkiye sondaja başladığı andan itibaren ağır bedeller öder’ gibisinden altı boş ifadeler kullanmaktan vazgeçmelidir, Cumhurbaşkanımıza karşı saygılı bir dil kullanmalıdır. ‘Yunanistan yalnız değildir, yanında AB vardır’ diyerek Türkiye ile AB’yi karşı karşıya getirmeye çalışıyor. AB Ada’daki problem çözülmeden Rum tarafını tek taraflı tanıyarak ve AB’ye alarak son derece büyük bir hata yapmıştır. Bugünkü süreçteki olumsuzlukta AB’nin yaptığı bu hatanın payı vardır.
AB bu hatasını telafi edecek yere Rum tarafının sürekli olarak AB kurumlarının politikasını istismar etmesine sessiz kalmaktadır. Şimdide Yunanistan Başbakanı tutmuş AB üzerinden Türkiye’yi tehdit etmeye kalkmıştır. Bu artık kendi sınırlarını aşan, hiçbir şekilde tahammül edilemeyecek bir tutumdur. Yunanistan Başbakanı AB’nin sahibi gibi Türkiye -AB ilişkilerinin daha çok bozulacağı bir sürecin başlayacağını ifade ediyor. Bu işin böyle çözülmeyeceği açıktır. Türkiye’nin bu tür söylemlere prim vermeyeceği, bunlara güçlü bir cevap vereceği açıktır. Türkiye komşuluğu ve dostluğu kıymetli olan, komşuluğu ve dostluğuna karşı durulması halinde hiçbir tehdide pirim bırakmayacak bir ülkedir.
Hakkaniyetli bir durum ortaya çıkması isteniyorsa Yunanistan’ın tehdit dilinden ve fiili durum oluşturma tutumundan vazgeçmelidir. Fatih sondaj gemimiz mayıs ayından itibaren Kıbrıs’ın batısında kendi kıta sahanlığımız içinde faaliyet gösteriyor, 20 Haziran’da ikinci gemimiz Yavuz yola çıktı, KKTC tarafından Türkiye Petrollerine verilen ruhsat sahasında faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye ne kendi egemenlik haklarında ne KKTC’nin haklarından hiçbir şekilde vaz geçmeyecek” diye konuştu.
“Yunanistan Türkiye’nin iyi komşuluğunun kıymetini bilmelidir”
Yunanistan’da dini özgünlükler konusundaki alınan kararı eleştiren Çelik, “Açık bir şekilde Lozan anlaşmasının ve dini özgürlüklerin ihlali anlamına gelmektedir. 2018 ve 2019’da yürürlüğü konulan kararnamelerle Yunanistan’daki Türk azınlığın dini kurumlarının devletleştirilmesi hedefleniyor. Bu kararnamelerden bir tanesi camilere din görevlisi atanması, diğeri ise müftülüklerin yapısı ve işleyişiyle ilgili. Bütün bunları azınlığa ait hakları devletleştirmek suretiyle Yunanistan Milli Eğitim Bakanlığına bağlayamaya çalışıyorlar. Bu şekilde bir kararın alınması dini özgürlüklerin ihlali anlamına gelmektedir. Asıl uluslararası hukuka uymayan, AB standartların bir devlet yönetimi ortaya koymayan Yunanistan’ın bu politikalardan vazgeçmesi gerekir. Yunanistan Türkiye’nin iyi komşuluğunun kıymetini bilmelidir. Yunanistan’ın zor zamanlarında Türkiye’nin yardımlarına nasıl geldiğini en iyi bilen ülkedir. Hafızalarında bu tazedir” diye konuştu.
“Milletimizin tercihidir, başımızın üstünde yeri vardır”
İstanbul’da yenilen seçimlerde 13 bin oy farkının 800 bine çıkmasının sebebinin sorulması üzerine Çelik, “Bu fark ortaya çıkmıştır. Her seçimin kendi dinamiği ve sonuçları var. Bir siyasi parti olarak bütün bunları ayrıntılı bir şekilde değerlendireceğiz. Bu sonuç ortaya nasıl çıkmıştır, vatandaşlarımızın politikalarımızdan beklentileri nedir değerlendirilecektir. Milletimizin tercihidir, başımızın üstünde yeri vardır. Biz bu tercihin tekrar bize dönmesi için neler yapmamız gerektiği konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
“Biz bütünleşmiş, kendi iç bütünlüğünü koruyan bir kadroyuz”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın gösterdiği gayretin İstanbul Teşkilatı tarafından da gösterilip gösterilmediğinin sorulması üzerine Çelik, “Çeşitli yorumlar ve dedikodular yapılıyor. İstanbul’da belediye başkan adayımız mükemmel bir çalışma örneği ortaya koşmuştur. Teşkilatlarımız çalışmaları ortaya koymuştur. Bu tartışmaları biliyorum, sanki ihtilaflar varmış gibi, böyle bir şey söz konusu değil. Biz bütünleşmiş, kendi iç bütünlüğünü koruyan bir kadroyuz. Sonuç arzu etmediğimiz gibi çıkmadığında ne adayımız açısından ne teşkilatımız açısından bahsettiğiniz bir çelişki ya da bir takamı meselelerin altını çizmiyoruz. Adayımız ve teşkilatımız son derece güçlü bir çalışma ortaya koymuştur. Kabine revizyonu Genel Başkanımızın taktirindedir” ifadelerini kullandı.
“Sanki seçime dönük olarak biz bunu organize ettik”
Seçimden önce bir akademisyenin İmralı’da teröristbaşı ile görüşmesinin sorulmasına ilişkin Çelik, “Bahsettiğiniz kişi başvurmuş, başvurusu kabul görmüş ve bu başvuru gerçekleşmiş. Burada bu başvuru normal kanuni mekanizmalar içinde gerçekleşmiş ve olumlu karşılanmış ve görüşme gerçekleşmiş. Teröristbaşı tarafından mesaj bu şahsa verilmiş ve bir şekilde ortaya çıkmış. Sanki seçime dönük olarak biz bunu organize ettik, buradan bir medet umduk gibisinden bir şeyler yapılıyor. Halbuki, bu tartışmanın ortaya çıktığı günlerde bile terörle ilgili tutumumuzu en yüksek şekilde söylüyorduk.
Burada herhangi bir istismar söz konusu olacak olsa bu tartışma daha tazeyken Cumhurbaşkanımız, ‘teröristbaşı ile diğerleri arasındaki kirli ilişkileri, iktidar çatışmasını gösteren bir tablo bu’ dedi. Buradan herhangi bir beklenti içine girsek o zaman bu dili kullanmayış. Biz teröre karşı tutumu net olan partiyiz. Bahsettiğiniz bu görüşmeden sanki biz bir siyasi rant elde etmek gibi sunanlar ne hikmetse bu olayın öncesinde terör örgütü liderlerinden pek çoğu kendi siyasi süreçlerine dönük destek verirken sessiz kalıyorlardı“ açıklamasında bulundu.
“Bu ve benzeri beyanatlar geçmişte de çeşitli yayın organlarında görüldü”
Ömer Çelik, Osman Öcalan’ın TRT Kürdi’deki röportajına ilişkin ise, “Bu gelişmeler ortaya çıkınca örgüt içindeki kirli ilişkiler ve benzeri konularla ilgili olarak TRT Kürdi’nin muhabirine bahsettiğiniz şahıs beyanat vermek istiyor. Bu ve benzeri beyanatlar geçmişte de çeşitli yayın organlarında görüldü. TRT Kürdi Türkiye’nin dışında bölgede geniş bir yayın ağına sahip stratejik bir kanal. Bu bölgelerde PKK’nın gerek diğer etnik grupları gerekse Kürt grupları istismar etme faaliyetleri sürüyor.
Batılı bir takım STK’lara karşı demokrasi söylemi üzerinden bir faaliyet yürütüyorlar. Televizyon kanallarını gençlere karşı kullanıyorlar. TRT Kürdi bu röportaj vasıtasıyla bu kirli ilişkilerin ortaya çıkmasına imkan veren bir tutum ortaya koymuştur” dedi.
Çelik, konuşmasının sonunda S-400’lerin nereye konulacağına ilişkin TSK bir çalışma yaptığını belirterek bunu açıklamasının doğru olmayacağını söyledi.
Derya Yetim